Marka Hukuku Başvuruları HUKUK

 

Marka Hukuku Başvuruları

Markaların hakları 556 Sayılı markaların korunması hakkında kanun hükmünde kararname (K.H.K) kapsamında korunmaktadır. Bir marka tescil edildiği zamandan itibaren marka hukukundaki ulusal ve uluslararası haklarından faydalanmaya başlamaktadır. Türkiye’de marka hukuku uluslararası kanunlardan ve ortak alınmış kararlar neticesinde oluşturulmuştur. Tüm ülkelerde Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) tarafından kontrol edilen ortak hukuk kuralları mevcuttur.

Marka sahiplerinin haksız kullanımlara ve marka başvurularına karşı başvurabileceği hukuki yollar vardır: Marka ihlali davaları, ceza davaları, tazminat davaları, hükümsüzlük davaları, iptal davaları, itirazlar genelde başvurulan hukuki yollardır.


Marka İhlali Davaları

Marka tescilinden doğan hakkın ihlali (marka tecavüzü), tescilli bir markadan kaynaklanan hakların, Türkiye özelinde ve koruma süresi içerisinde marka sahibinin izni ve/veya onayı alınmaksızın kullanılması olarak tanımlanabilmektedir. Bu kapsamda delil tespiti davası, tecavüzün tespiti davası, tecavüzün mevcut olmadığına dair menfi tespit davası ve eda davası açılabilir. Bu davalara ihtiyati tedbir olarak fiillerin durdurulması, ürün ve araçlara el konulması, teminat verilmesi ya da hâkimin takdirindeki sair tedbirlerin alınması talep edilebilir. Ayrıca taklit malların gümrükten geçerken yakalanması halinde, mallara gümrükte el konması da talep edilebilir. Marka tecavüz fiillerininkanunda belirtilen detaylarını incelemek için KHK’nın 9. madde ve 61. maddesinebakınız.  


Marka Ceza Davaları

K.H.K madde 61/A ceza hukuku kapsamında yaptırıma tabi olan fiiller aşağıda belirtilmiştir. Bu fiiller suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği tahdidir (sınırlanmıştır) ve şikâyete bağlıdır. Bu suçlarda uzlaşma kurumu devreye girmektedir. Malların kimden temin edildiğinin deşifre edilmesi ve bu kişilerin yakalanması kaydıyla etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabilmektedir.

Madde 61/A – (Ek : 3/11/1995 - 4128/5 md.;Değişik: 21/1/2009 – 5833/3 md.)

Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üreten, satış arz eden veya satan kişi bir yıldan 3 yıla kadar hapis ve 20.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Marka koruması olan eşya veya ambalajı üzerine konulmuş marka koruması olduğunu belirten işareti yetkisi olmadan kaldıran kişi hakkında1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
 Yetkisi olmadığı halde başkasına ait marka hakkı üzerinde satmak, devretmek, kiralamak veya rehin etmek suretiyle tasarrufta bulunan kişi 2 yıldan 4 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçlardan dolayı cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye’de tescilli olması şarttır.
Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
Üzerinde başkasının hak sahibi olduğu marka taklit edilerek üretilmiş malı satışa arz eden veya satan kişinin bu malı nereden temin ettiğini bildirmesi ve bu suretle üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve üretilmiş mallara el konulmasını sağlaması halinde hakkında cezaya hükmolunmaz.


Marka Tazminat Davaları

Marka hakkına tecavüz durumunda marka sahibi, maddi tazminat davası açma hakkına sahiptir. Davacının talep edeceği maddi zarar içinde fiili zararları yanında yoksun kalınan kazancı da bulunmaktadır. Ancak götürü tazminat türü olarak düzenlenen yoksun kalınan kazancın varlığının ispatlanması ve miktar olarak belirlenmesi uygulamada zorluk oluşturmaktadır. Yoksun kalınan kazanç, haksız fiil veya haksız rekabet sonucu açılacak maddi tazminat davalarında talep edilebileceği gibi, diğer sınai ve fikri haklara tecavüz halinde de talep edilebilir. Yoksun kalınan kazanç talebi, hukuka aykırı bir fiil ile meydana gelen zararın varlığı halinde istenebilecektir. Ayrıca marka hakkına tecavüz edenin kusuru aranmaktadır. Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında üç yöntem kullanılmaktadır. İlk olarak, marka sahibinin, tecavüz fiili ile oluşan haksız rekabet olmasaydı, elde edebileceği gelir hesaplanabilir. İkinci yöntem, marka hakkına tecavüz edenin markayı kullanarak elde ettiği gelirin hesaplanmasıdır. Üçüncü ve son olarak, marka hakkı sahibi ile tecavüz eden arasında bir lisans sözleşmesi olsaydı, kararlaştırılacak olası lisans bedeli tespit edilebilir.

-marka hakkındayoksun kazancın hesaplanması için tıklayın- 


Marka Hükümsüzlük Davaları

Markanın hükümsüzlüğü, tescil belgesi almış olan markanın belgesinin hükümsüz olması yani markanın tescilinin kaldırılması işlemidir. KHK’nın 5. kısmı olarak “Markanın Hükümsüzlüğü ve Marka Hakkının Sona Ermesi” başlığı altında düzenlenen markanın hükümsüzlüğü, KHK’nın 42. maddesinde sınırlı sayıda sayılan hükümsüzlük hallerinden birinin varlığı halinde, mahkemenin hükümsüzlük kararı vermesi ile marka tescilinin sicilden terkin edilmesi halidir. KHK’nın 42. Maddesi hükümsüzlük hallerini sıralayarak markanın hükümsüz sayılabilmesi için mahkeme kararı aramaktadır. Markanın hükümsüzlüğü davasının açılabilmesi için hükümsüzlüğü iddia edilen markanın kanuni usul ve kurallara uygun olarak tescil edilmiş olması gerekir. Tescil edilmemiş bir marka, KHK’nın sağladığı marka koruması altında olmayacağından ilgili KHK’nın düzenlediği “markanın hükümsüzlüğü” müessesine konu olamaz. Markanın hükümsüzlüğü davası sonucunda, KHK’nın 42. maddesine göre herhangi bir hükümsüzlük hali mevcutsa; markanın hükümsüz olduğuna ilişkin tespit niteliğinde mahkeme kararının alınması yanında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından mahkeme kararına binaen hükümsüzlüğüne karar verilen markanın sicilden terkinine hükmedilir. Bu sebeple, dava açılırken terkin talebi de ekleneceğinden markanın hükümsüzlüğü davası hukuki nitelik olarak bir eda davasıdır.

Hükümsüzlük nedenleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin ise, mahkeme yalnız o mal veya hizmet ile ilgili olarak kısmi hükümsüzlüğe karar verecektir.

Markanın hükümsüz kılındığı ender durumlardan biri de marka sahibinin markayı belli bir süre kullanmaması karşılığında marka sahibine dava açılması halinde hükümsüz kılınmasıdır. Marka kullanım zorunluluğu özellikle uygulamada gözden kaçan unsurların başında gelmektedir. Markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmaksızın kullanılmaması veya kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka hükümsüz kılınır. Genelde markanın kullanım zorunluluğu ile ilgili hükümsüzlük davalarından kısmen hükümsüzlük davaları açıldığı görülmüştür.

Hükümsüzlük Halleri:

KHK’nın 42. Maddesinde altı bent olarak sayılan hükümsüzlük halleri şunlardır:

*         KHK’nın 7. Maddesinde sayılan mutlak red sebeplerinin varlığı, bakınız  
*         KHK’nın 8. Maddesinde sayılan nisbi red sebeplerinin varlığı, bakınız 
*         Markanın kullanılmaması sonucu KHK’nın 14. Maddesine aykırılık, bakınız 
*         Marka sahibinin davranışları nedeniyle, markanın mal ve hizmetler için yaygın bir ad haline gelmesi,
*         Hak sahibi veya yetkili kıldığı kişi tarafından kullanım sonucunda tescil edildiği mal ve hizmetlerin niteliği, kalitesi, üretim yeri ve coğrafi kaynağı konusunda halkta yanlış anlama ihtimalinin olması,
*         Markanın teknik yönetmeliğe aykırı olarak kullanılarak KHK’nın 59.Maddesine aykırılık, bakınız 

Hükümsüzlük hallerinden KHK’da sınırlı sayıda sayılan mutlak red sebepleri ve nisbi red sebeplerinin markanın tescili sırasında var olması gerekmektedir. Sayılan diğer hükümsüzlük halleri ise markanın tescili anında mevcut olmayıp tescil işlemi yapıldıktan sonra ortaya çıkmaktadır.


Marka İptal Davaları

Marka iptal davaları, KHK’nın 14.maddesi kapsamında değerlendirilmektedir. Tescilli bir markanın, tescil tarihinden itibaren haklı bir neden olmadan 5 yıl süreyle kullanılmaması veya kullanıma 5 yıl süreyle ara verilmesi halinde markaların iptal edilmesi için dava açılabilmektedir. Bu davalar, koruyucu marka ya da ihtiyat markaları fazlalığının oluşmasını engellemek amacını taşımaktadır. Markayı kullanmama, haklı bir nedene dayanıyorsa, marka iptal edilememektedir. Davacı, davalı, görev, yetki ve karara ilişkin düzenlemeler hükümsüzlük davası ile ayniyet göstermektedir.


Marka İtiraz İşlemleri

İtiraz işlemleri 2 türlü gerçekleşmektedir. Marka yayınına itiraz ve karara itiraz şeklindedir. Türk Patent ve Marka Kurumu her ay resmi marka bülteni aracılığıyla kabul ettiği ve reddettiği markaları ilan etmektedir. Marka sahipleri tescilli markalarına ayırt edici niteliği aşacak kadar benzer olan marka başvurularının yayınına itiraz etme hakkına sahiptirler. Öte yandan eskiye dayalı kullanım, birebir markaya iltibas, kötü niyet ve diğer nedenler ile marka sahipleri, marka üzerindeki hakları gerekçesiyle itiraz etme hakkına sahiptirler. Tescilli Marka korumasının en önemli kısmı, öncelikle resmi markalar bülteninde yayınlanan markaların tespit edilmesidir.

Marka bültenlerinin, marka sahipleri tarafından takip edilmesi ve benzer markaların tespit edilmesi çok zor ayrıca külfetli olacağından markaların resmi koruma tarihi itibariyle koruması ve takip edilmesi önemlidir. Uzman danışmanlar tarafından takip edilen tescilli markaların, itiraz işlemleri marka vekilleri ve fikri sınai haklar konusunda uzman avukatlar tarafından hazırlanmaktadır.

Yayına İtiraz: İtiraz edilecek yayın kararına bazı gerekçeler ile itiraz edilmektedir. Bu konuda danışmanlar tarafından bilgi alması gerekmektedir. İtirazı hazırlayacak marka vekili ya da avukatlar yayına itiraz edecek marka sahiplerinden gerekli gördüğü delil ve belgeler isteyebilmektedir. İtirazın nasıl sonuçlanabileceği hususunda marka sahipleri, konusunda uzman danışmanlardan bilgi alarak itiraza gerek görebilir ya da görülmeyebilir. Marka yayınına itiraz süresi 2 aydır. İtiraz reddedilirse bir kez daha son olarak itiraz etme hakkı vardır. Tüm itirazlar Y.İ.D.K (Yeniden İnceleme ve Değerleme Kurulu) tarafından değerlendirilmektedir. İtirazın değerlendirme süresi genelde yaklaşık 3 ay sürmektedir. Deliller, itirazın kendine has özellikleri nedeniyle süre 4-5 ay da sürmektedir.

Marka yayınına itiraz gerekçeleri ve ilgili KHK maddeleri şunlardır:

Benzerlik / Karıştırılma İhtimali (8/1) 

Temsilci Tarafından Yapılan İzinsiz Başvuru (8/2)

Eskiye Dayalı Kullanım  (8/3)

Tanınmışlık  (8/4)

Diğer Fikri Haklar veya Kişi Hakları 8/5)

Kötü Niyet (35/1) 

Diğer 

-marka kanunu için tıklayın-   

Karara İtiraz: Türk Patent ve Marka Kurumu’nun marka başvurusuna yayın edilmeden reddedilmesi kararına itiraz edilmesi ya da kısmen reddedilip kısmen kabul edilen marka yayın kararına itiraz edilmesidir.  Yayına İtiraz da olduğu gibi karara itirazda da Y.İ.D.K itirazları değerlendirip sonuca bağlar.

Y.İ.D.K kararlarına karşı itiraz edilebilecek merci, İhtisas mahkemeleridir. İhtisas mahkemelerinin kararı ve yargı süreci marka hakkını sahibine teslim eder.


MARKA HAKKINA TECAVÜZE İLİŞKİN HUKUK DAVASI

(556 KHK 61 – 2009 değişikliği)

Koşulları:

a)     9. Maddenin ihlali
b)    Ayırt edilmeyecek kadar taklidinin ya da izinsiz aslının kullanılması
c)     Bildiği ya da bilmesi gerektiği halde taklit ürünleri satmak, dağıtmak, ticaret alanına çıkarmak, ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak,
d)    Lisans haklarını izinsiz genişletmek, 3.kişilere devretmek.

Marka Hakkına Tecavüz Teşkil Eden Fiiller

a)     Tescilli marka ile aynı olan bir işaretin aynı mal ve/veya hizmetlerde kullanılması.
b)    Tescilli marka ile aynı/ benzer ve aynı/benzer mal ve/veya hizmetlerde kullanılan işaretin halk tarafından karıştırılma olasılığı bulunması.
c)     Farklı mal/hizmetler için tanınmış markanın itibarını zedeleyecek, tescilli marka ile aynı/benzer bir işaretin kullanılması.

Tecavüz Halinde Marka Sahibinin Talep Hakları

Aşağıda belirtilen durumlar yasaklanabilir.

İşaretin mal ve ambalaj üzerine konulması.
İşareti taşıyan malın piyasaya sürülmesi, stoklanması…malın gümrük bölgesine girmesi.
İşaretin, teşebbüsün iş evraklarında ve reklamlarında kullanılması.
İşaretin aynı veya benzerinin haksız olarak internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönetici kod, anahtar sözlük vb. biçimlerde kullanılması.


Marka Sahibinin Talepleri (Kusur/zarar koşulu olmadan)

Tecavüzün önlenmesi.

Tecavüzün durdurulması.

 Eşya ve üretim malzemelerine el konulması.

Mülkiyet hakkı tanınması.

Markanın silinmesi, imhası.

Mahkeme kararının ilanı.


Tazminat Talebi (Kusur ve zarar varsa)

Üreten, satan, dağıtan, ticaret alanına çıkaran, ithal eden, ticari amaçla elinde bulundurandan, (kusurlu ise, biliyorsa, bilmesi gerekiyorsa sebep olduğu zararı öder)

 Kullanandan, (ihbar varsa ya da kullanma kusurlu ise sebep olduğu zararı öder)

 

Marka Hukuku Başvuruları Marka Hukuku Başvuruları Marka Hukuku Başvuruları Marka Hukuku Başvuruları Marka Hukuku Başvuruları Marka Hukuku Başvuruları Marka Hukuku Başvuruları Marka Hukuku Başvuruları Marka Hukuku Başvuruları